Tadı damağımızda kalan leziz mi leziz yemeklerin arkasındaki hikayeyi biliyor musunuz? Yemekler de tıpkı mimari ve müzik gibi içinde yer aldıkları coğrafyanın iklimi, kültürü ve yaşayış tarzı hakkında birtakım ipuçları sunar. Yılların getirdiği o eşsiz birikimi taşıyan yemeklerin arkasındaki hikayeler de en az yemeğin kendisi kadar leziz olabilir. Bu hikayelerden birkaç tanesini bu yazımızda bulabilirsiniz.

Aşure

Buğday, nohut, fasulye gibi baklagillerin kayısı ve incir gibi kuru meyvelerle birlikte kaynatıldığı, tarçın ve karanfil gibi baharatlarla tatlandırıldığı, ceviz ve fındık gibi kuru yemişlerle süslendiği büyüleyici bir lezzet aşure. İslam mezheplerinde oldukça yaygın olan, Hristiyanlar ve Yahudiler tarafından farklı isimlerle sürdürülen aşure geleneğinin hikayesi de son derece destansı. Bu anlatıya göre bütün dünya sular altında kalır, sadece Nuh peygamber ve gemisindeki canlılar hayatta kalmayı başarır. Günler süren yolculukta yiyecekler yavaş yavaş tükenmeye başlar ve en sonunda geriye kalan ne varsa bir kazanda toplanıp pişirilir. Ortaya çıkan bu yiyeceğe "aşure" adı verilir. "Aşara" Arapçada 10 manasına gelir ve ülkemizde de Muharrem ayının 10. gününde pişirilerek komşulara dağıtılır.

Hamburger

Lezzetli bir ekmeğin arasına konulan taze marul, sulu domates ve ağız sulandıran bir köfteden oluşan çılgın bir yiyecek. Doğru tahmin, hamburgerden bahsediyoruz. Amerika denince akla ilk gelen imgelerden hamburger için birçok rivayet söz konusu. Ancak bilinen bir gerçek var ki hamburgerin dünyaya yayılması Sanayi Devrimi ile gerçekleşti. 19. yüzyılda Almanya'nın Hamburg şehri sığır etiyle meşhurdu. Hamburgerin adını buradan aldığı doğru olsa da henüz sandviç formunu almadığı için burada ortaya çıktığını söylemek doğru olmaz. Amerika'ya göçen Almanlar tarafından getirilen baharatlı köfteyi ilk kez kimin sandviç formuna getirdiği ise bir soru işareti. Ancak işçilerin hızlıca tüketip yeniden işlerinin başına geçebilmesi için bulunmaz bir yiyecek olduğu biliniyor. Bu sebeple giderek yaygınlaşan hamburger, günümüzde fast food kültürünün ana taşıyıcılarından birisi.

Su Böreği

Geleneksel lezzetlerimizden bir tanesi olan su böreğinin tarihi 19. yüzyıla kadar uzanıyor. Yağ, yumurta, peynir ve hamur kullanılarak yapılan su böreği zahmetine değecek kadar leziz diyebiliriz. Kaynaklar su böreğinin Kırşehir'e ait olduğunu söylüyor. İlk tarifini ise 1844 yılında Mehmet Kamil'in yazdığı "Aşçıların Sığınağı" kitabında bulabilirsiniz.

Pastırma

Çiğ etin baharatlarla ve tuzla birlikte güneşte kurutulması sonucu ortaya çıkan pastırma özellikle kahvaltılarımızı süsleyen yiyeceklerden. Tam olarak ne zaman ortaya çıktığı bilinmeyen bu lezzetin oldukça eski bir tarihi var. Kurutulan etin daha çok dayanması sebebiyle eskiden savaşlarda askerlerin en çok tercih ettiği yiyeceklerden biri olan pastırmanın anavatanı Orta Asya diyebiliriz. Ancak günümüzdeki merkezinin Kayseri olduğunu söylemek yanlış olmaz. Kurutulma esnasında üzerine ağırlıklar bastırıldığı için en başta adı “bastırma” olan yiyecek zamanla dilden dile “pastırma” haline geliyor.

Bu hikayelerden yola çıkarak siz de sevdiğiniz yiyecekler hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Lezzetli bir hayat dileğiyle...