Dünya genelinde birçok insan zorunlu olmadığı sürece evden çıkmıyor ve mümkün olduğunca izole bir hayat sürdürüyor. Hem kendi sağlığımızı hem de toplum sağlığını korumak adına gönüllü olarak uyguladığımız karantina sürecinin vücudumuz ve gündelik pratiklerimiz üzerinde çeşitli değişimler meydana getirmesi kaçınılmaz. Belki telefonlarımızdaki adımsayarlar günde 1000 adımı göremez hale geldi, belki de can sıkıntısıyla mutfağa yaptığımız ziyaretlerin sayısı arttı. Hareketin azalması ve kalori alımının artmasıyla birlikte kilo alma endişeleri de gündeme gelmeye başladı. Evde kalırken formda kalmak isteyenler için çeşitli önerilerimiz bu yazımızda!
Alışverişten Yemek Pişirmeye Kadar Öğünlerinizi Planlayın
Evde kaldığınız bir süreçte sağlıklı, dengeli ve hafif beslenmenin en önemli anahtarı detaylı bir planlama yapmak. Sebze, meyve ve protein açısından zengin haftalık menüler hazırlayın. Alışverişe gitmeden önce bu yemekler için hangi malzemelere ihtiyaç duyduğunuzu belirleyin. Eğer sürekli elinizin altında bulunan abur cuburlar size kalori olarak geri dönüyorsa yapabileceğiniz çok basit bir şey var! Alışverişe gittiğinizde bu ürünleri almayın. Anlık olarak tüketilebilen hazır gıdalardan uzak durun ve yemek yapmaya zaman ayırın. Emek harcayarak hazırladığınız yemeğinizi ekran karşısında bir şeyler izleyerek yemeyin; bunun yerine her lokmanın tadına varın ve kendinizi takdir edin.
Sıkıntı ve Stresin Kontrolü Ele Geçirmesine İzin Vermeyin
Duygu durumumuzun beslenme alışkanlıklarımız üzerinde büyük bir etkisi var. Üzüntü, sıkıntı, stres ve mutsuzluk gibi duygular iştahımızın açılmasına veya kapanmasına neden olabiliyor. Vaktimizi evde geçirdiğimiz bugünlerde de yeme arzumuz açlıktan değil, sıkıntıdan kaynaklanıyor olabilir. Stres kaynaklı atıştırma pratiklerinin önüne geçebilmek adına kendinize çeşitli aktiviteler üretin. Yeni hobiler edinin ve sizi meşgul edecek uğraşlarla ilgilenmeye başladın. Size atıştırma arzunuzu sorgulatacak küçük bir not hazırlayın ve mutfağınızın kapısına yapıştırın.
Hayatınıza Hareket Katın
Kalori alımını dengelemek kadar kalori yakımını artırmak da önemli. Açık havada uzun ve tempolu yürüyüşler yapmak şu günlerde mümkün olmayabilir. Ancak bu durum evde hareketsiz kalmanıza yol açmasın. En ufak hareketin bile sabit durmaktan daha iyi olduğu düşüncesini benimseyin ve gündelik rutinlerinizde ufak değişiklikler yapmaya başlayın. Her saat başında ya da telefon görüşmeleriniz esnasında oturduğunuz yerden kalkın ve evin koridorlarını, odalarını en az 3 dakika boyunca adımlayın. Bir tık daha zorlaştırmak isterseniz bu küçük yürüyüşlerinizde dizlerinizi karnınıza çekerek ilerleyin. Sürekli geçtiğiniz bir koridorda her seferinde zıplamayı hedeflediğiniz bir nokta belirleyin ve duvara size bunu hatırlatacak bir not yapıştırın. Güne başlarken ve mesaiyi bitirirken sevdiğiniz hareketli bir şarkıyı açıp dans edin. Enerjinizi attığınızda ve vücudunuzu yorduğunuzda uyku kalitenizin arttığını ve ruh durumunuzun olumlu yönde değiştiğini gözlemleyecek, kendinizi daha motive hissedeceksiniz.
Size Uygun Bir Egzersiz Programı Oluşturun
Spor salonları hizmetlerine ara verdi ama bu sizi umutsuzluğa düşürmesin. Evde rahatlıkla uygulayabileceğiniz çok sayıda egzersiz var. Bu noktada önemli olan; sizi yıldıracak, fazlaca vaktinizi alacak hırslı bir programı üç gün deneyip bırakmak yerine kendi vücut tipinize ve yaşam ritminize uygun bir programı düzenli olarak uygulamak. Pilates, yoga, ağırlık kaldırma ya da ip atlama… Küçük denemeler yaparak hangi egzersiz türünün size daha çok hitap ettiğini ve keyif verdiğini keşfedin; her gün en az 10-15 dakikanızı bu pratiklere ayırın. Burada önemli olanın istikrar olduğunu unutmayın.
Formunuza dikkat edin ama psikolojik olarak zorlayıcı olabilen bu süreçte kendinize çok fazla yüklenmeyin. Bedeninizi sevmeyi asla bırakmayın.